Sadece çocukların değil yetişkinlerinide daha ilk girişte kendine çeken Walt Disney’in eğlence dünyasını Amerikadan sonra Avrupa’ya taşıyan Disneyland Resort Paris.
Avrupa’nın en büyük futbol stadyumu Camp Nou,Barcelona (Barça) takımınında evi Katalan’larında simgesidir.
Barcelona kentinin en ünlü simgesi La Sagrada Familia Kilise (Kutsal Ailenin Kilisesi) ’sidir.Kiliseye gidebilmek için bir kaç alternatif bulunuyor.Dilerseniz metroyu kullanabilir dilerseniz şehir turu yapmanızın en iyi yollarından biri olan Barcelona Bus Turistic’den faydalabilirsiniz.
Gaudi tarafından tasarlanmış şahane eğlenceli bir parktır Park Güell.Parka gitmek için metroyu kullanabilir yada şehir turu yapmanızın en iyi yollarından biri olan Barcelona Bus Turistic’den faydalabilirsiniz.Metrodan çıktığınızda oklar Park Güell ‘i gösterir.
La Ramblas’dan aşağıya doğru yürürken sol taraftaki sokaklardan birine doğru yönelirseniz Gotik mahallelere (Barri Gotic) geldiniz demektir. Bu bölgede bulunan Plaça de Sant Jaume olarak adlandırılan meydanda Ortaçağdan kalma Katalonya Parlamento Binası (Palau de la Generalitat) ile Barselona Belediye Sarayı (Casa de la Ciutat ) bulunur.
Barcelona Port Vell yeni limanda yer alan Katalonya Tarih Müzesi’nin önünden Barcelonata bölgesine geçebilirsiniz.Bu bölge eskiden balıkçıların ve işçilerin oturduğu bir liman bölgesidir.Biraz dinlenmek ve limanın keyfini çıkarmak isterseniz çevredeki café ve Tapas Barların birini tercih edebilirsiniz.
Ramblas Cadde’sinin denize doğru olan ucunda Christopher Colomb adına 1888 yılında Gaieta Buigas tarafından tasarlanmış olan anıt çıkar.Bu anıt Colomb, Amerika’dan döndükten sonra yanındaki 6 Karayipli ile birlikte karaya ayak bastığı yerde dikilmiştir.Anıta dilerseniz çıkarak inanılmaz bir Barcelona manzarası görebilme imkanınız bulunuyor.Asansör ile çıkılabildiğinden kişi başı 2.5 Euro gibi bir ödeme yapmanız gerekecektir.Anıttın hemen ön tarafında küçük bir pazar yeri bulunmaktadır.Bu pazarda birbirinden değerli ve değişik antika eşyalar bulabilirsiniz.
Las Ramblas Caddesi’nden denize doğru devam ederken şehrin en köklü ve tarihi pastanesi Antonio Escribà tarafından kurulan Escriba pastanesi,modern ön cephesiyle göze çarpar.Bu pastanedeki cikolatali Kruvasan ve tatlılarının tadına mutlaka bakmanızı öneririm.Gerçekten çok lezzetliler 🙂
Roma’nın meşhur çiçek meydanı Campo de’ Fiori . Geçmiş yıllarda idamlara sahne olan bu meydanda rengarenk çiçek satan yerler ve Pazar günleri hariç hergün kurulan öğlene kadar açık olan bir Pazar ile karşılaşıyorsunuz. Pazarda İtalya’ya özgü sebze ve meyveler başta olmak üzere çok çeşitli et ve su ürünleri de görebilirsiniz.Özellikle çeri domateslerin lezzetine bakmanızı öneririm.Çünkü yedikten sonra daha once domatesmi yemişim ben diye düşünüyorsunuz 🙂 Buralardaki restaurantlarda Roma mutfağına özgü “Yahudi usulü kızartılmış enginar (Carciofo alla giudia) ” ın tadına bakabilir ve pazardan yağda saklanmış konservesini de alabilirsiniz.
Roma’ nın en hareketli en populer meydanı Piazza Navona Meydanı.Meydana ilk geldiğinizde kendinizi bir panayırın içinde buluyorsunuz.O kadar hareketli bir meydan ki her yerde farklı bir aktivite görmemeniz imkansız.Bir anda değişik kostümler giymiş hareketsiz duran mankenlerle karşılaşabilir güzel bir fotoğraf çektirerek kaselerine bir kaç cent bırakabilirsiniz.Aynı zamanda turistlerin portrelerini yapan ve resimlerini satan Ressamları da görmemek imkansız. Bu oval meydanın etrafında oldukça lüks cafelerde bulunur.Bu meydanı sadece gündüz değil gece geç saatte de ziyaret etmelisiniz. Çünkü aynı hareketlilik gecede devam ediyor.Özellikle şehrin merkezinde bir otelde kalmayı düşünüyorsanız meydanın köşesinde yer alan Hotel Navona’ yu tercih edebilirsiniz.