Taş Kahve Cunda / Ayvalık / Balıkesir

30 Mart 2016keyifname5561 Görüntüleme

Yüksek tavanı, sarımsak taşı duvarları ve geniş camlarıyla 150 yıldan fazladır Cunda Adası’nın (Alibey Adası) gözdesidir Taş Kahve. Taş kahvenin tarihi hikayesi Giritli Hüseyin Bey ile başlar. 1922 yılındaki Lozan Barış Konferansında alınan karar ile 2 milyon civarında insan kendi vatanlarından koparılarak yeni yerleşim yerlerine gönderilmiştir.

Hüseyin Bey’de hem ailesinin hemde biricik yadigarı annesinin geçimini sağlamak için Girit’ten ayrılarak Ayvalık Cunda adasındaki yeni kahvesinin kapılarını açar. 1927 yılında ise tesadüfen şimdiki Taş Kahve’nın satılacağını öğrenir ve hemen satın alır. İlk zamanlarda diğer küçük kahvehanesiyle birlikte işletmeye çalışsada önceliğini Taş kahve’ye verdiği için diğer kahvehanesini satar. Hüseyin Bey soyadı kanunu ile Barış soyadını alır ve Girit li Aliye Hanım ile evlenir. Birkaç yıl sonra oğulları Barış dünyaya gelir ancak oğulları 3 yaşındayken Hüseyin bey vefat eder. Hüseyin Bey’in vefatından sonra Aliye Hanım kahvenin işletmesine devam eder ve tüm değerleri koruyarak yeni nesillere aktarılmasını sağlar. Şu anda Taş Kahve’yi dededen toruna anlayışı ile oğul Barış Bey ailesi işletmektedir.

Taş kahvenin tahta masalarında lezzetli kahvenizi yudumlarken, karşınızda dans eden denizi izlemek ayrı bir huzur verir insana. Ama maalesef eski zamanlardaki taş kahvenin yöresel kitlesi günümüzde yavaş yavaş hizmet kalitesi gibi kaybolmaya başlamış. Özellikle yazın kalabalık yüzünden servis oldukça kötü. Buna rağmen kahvenin ve ayvalık tostlarının lezzeti hala eski tadında. Eğer yolunuz Cunda’ya düşerse, Taş Kahve’nin duvarlarında yaşayan kırlangıçlarını ve damla sakızlı kahvesini içmeden sakın ayrılmayın.